Blog

Ortaokulda ilk senemdi.Yani şimdikine uyarlarsak altıncı sınıf zamanlarımda.Okulun bahçesinde atari oyunlarından etkilenip bolca dövüşlü oyunlar oynuyorduk.Street Fighter, Mortal Combat, Tekken vs.. Bilen bilir. Bir gün bahçe nöbetçisi olsa gerek Beden Eğitimi Öğretmenim Hakan Beceren çağırdı beni yanına tam da oyunumuzun en cafcaflı kısmında. Azar işiteceğimden adım gibi emin olarak başım öne eğik yürüdüm yanına. Bana hemen Atletizm antrenmanlarına katılmam gerektiğini söyledi.Hiç bir şeyin farkında değildim. O benim havada tekme atışlarımdan, oyun oynarken kendimi kaptırıp artık nasıl akrobatik şeyler yaptıysam, atlayıp zıplamalarımdan hemen yakaladı beni. Yüksek atlama branşına hazırladı beni hemen. Yalan olmasın bir hafta kadar sonrasında okullararası İzmir Atletizm müsabakaları vardı.Katıldık, birinci oldum.1.20 cm atlamıştım unutmuyorum onu. Başarının ne demek olduğunu bile bilmezken ve durumun sarhoşluğunu yaşarken ertesi gün yerel gazetelerde yarışmaların haber yazısının başlığında benim tam da atlayış yaptığım esnada çekilmiş bir görselimi kullanmış gazeteciler. Onca sporcu, onca müsabaka ama sadece benim görselim vardı yazılardan hariç kalan kısımda koskoca gazete sayfasında. Orda kendimi görünce yaşadığım heyecanı size anlatmam tabi ki de mümkün değil.Sonrasında tüm hayatımı şekillendiren serüvenimin yolculuğu başladı işte. Bir adam aldı beni bambaşka dünyalara sürükledi. Şimdi yaşadığım hayatın oluşmasında anne ve babamdan sonra en önemli etken oldu, hakkını ödemem mümkün değil. Benim gözümde her zaman bir kahraman oldu. Benim de Beden Eğitimi Öğretmeni olmamdaki sebeplerin %90 ı o adam gibi olma isteğim oldu. Boynumda bir dünya ikinciliği madalyası görene kadar durmaksızın bana emek verdi.Yaklaşık 15 yıl süren profesyonel sporculuk kariyerim böyle başlamıştı işte..